Göreme Açık Hava Müzesi – Kapadokya Göreme Örenyeri

Güzelliği ve gizemi ile büyüleyen Kapadokya’nın en özel yerlerinden biri Göreme Açık Hava Müzesi, aynı zamanda Kapadokya’da Gezilecek Yerler listesinde de başı çeken noktalardan bir tanesi.

Göreme Açık Hava Müzesi’nin içinde gezip gördükçe daha da çok merak uyandıran onlarca manastır kilise ve şapel bulunuyor.

Kapadokya Göreme Açık Hava Müzesi

Milattan sonra 4. yüzyıldan 13. yüzyıla kadar manastır hayatına ev sahipliği yapan Göreme Açık Hava Müzesi zamanının bölge ve eğitim merkezi olmuş. Hristiyanlık tarihi için önemli kişilerden biri olan Kayseri Piskoposu Aziz Basil tarafından 4. yüzyılda bir dini eğitim ve düşünce merkezi olarak oluşturulmuştur.

Aziz Basil yenilikçi kişiliği ile özellikle Hristiyanlık düşüncesine farklı bakış açıları sunarak pek çok yenilik getirmiştir. Sahip olduğu bu yeni fikirler burada öğretilmeye başlanmıştır. Bu nedenle Göreme Vadisi, manastır eğitim sisteminin başlatıldığı yer olarak kabul ediliyor. Daha sonra benzer bir eğitim sistemi Soğanlı, Açıksaray ve Ihlara’da görülmüştür.

Dönemin keşişleri ve rahibeleri burada yıllar boyunca hayatlarına devam etmişler. Bölgede bulunan her kaya bloğu oyularak manastırlar, kiliseler, şapeller, yemekhaneler, mutfaklar ve yaşam alanları haline getirilmiştir.

Bölgede bulunan her kayanın içi yaşam alanı olarak kullanılmış. İbadet, yaşam ve öğreti alanı olarak yaklaşık 1000 yıl boyunca kullanılmış olan alan 1985 yılından beri UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor.

Bölgenin büyüleyici atmosferi, içerisine girildiğinde sanki başka bir dönemdeymiş hissi yaratması buranın Türkiye’nin en çok ziyaret edilen yerlerinden biri olmasına sebep olmuş durumda. Kapadokya Peri bacaları ile iç içe olan Göreme Açık Hava Müzesi, o dönemim tüm eserlerinin günümüze tamamen ulaştığı nadir yerlerden biri. Bölgenin içerisinde bulunan kiliselerde kullanılan boyama teknikleri yapıldıkları dönemlere göre farklılıklar gösteriyor. Hristiyanlığın ilk dönemlerinde kullanılan geometrik süslemeler ortaya çıkarılan ilk boya katmanlarında görülebiliyor. Daha sonra yapılmış olan yapılan freskler ise İncil ve Hz. İsa’nın hayatından sahneler gibi daha dinsel içerikli boyamalarla betimlenmiş.

 

Göreme Açık Hava Müzesi Nerededir? & Nasıl Gidilir?

Göreme Örenyeri Nevşehir’e 13 kilometre, Göreme’ye 2 kilometre, Ortahisar ve Çavuşin’e ise 3 kilometre uzaklıkta bulunuyor.  Eğer bölgeye Ürgüp üzerinden gelecekseniz mesafe yaklaşık 6 kilometre. Ortahisar kavşağını geçtikten sonra ışıklardan sağa dönerek ulaşabiliyorsunuz. Göreme’ye ulaşım için Nevşehir-Üçhisar yolu kullanılabilir. Nevşehir merkezden kasabaya ait araçlar veya bölge turu seyahat acentelerine ait tur araçları ile ulaşım sağlayabilirsiniz. Göreme beldesine çok yakın olan Göreme Örenyeri’ne yürüyerek ulaşabilirsiniz. Kapadokya’nın diğer bölgelerinden minibüs ile ulaşım sağlayabilirsiniz. Özel aracı ile gelen ziyaretçiler için büyük bir otoparkı bulunmaktadır. İstanbul’dan Nevşehir’e gelen ziyaretçiler Kapadokya Havaalanına geldikten sonra 30 kilometrelik yolun ardından Göreme’ye ulaşabilirler.

Göreme Milli Parkı‘na ulaşmak için kullanabileceğiniz iki farklı havalimanı var. Nevşehir Kapadokya Havalimanı ve Kayseri Havalimanı ile Göreme’ye ulaşım sağlayabilirsiniz. Nevşehir Kapadokya Havalimanı, Nevşehir kent merkezine 30 kilometre, Kapadokya’nın kalbi Göreme’ye ise 43 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Kayseri Erkilet Havalimanı ise Göreme’ye 76 kilometre ve araçla ulaşımı 1 saat sürüyor.

Merak ediyorsanız ancak gidemiyorsanız Göreme Açık Hava müzesini sanal tur ile de ziyaret edebilirsiniz.

Göreme Açık Hava Müzesi’nin İçerisinde Neler Var? 

Göreme Açık Hava Müzesi’nin içerisinde gezip görebileceğiniz pek çok manastır kilise ve şapel bulunuyor. Şuan koruma altında olan kayalara oyulmuş mağara manastır, kilise ve şapel blokları ile birlikte, aynı zamanda yaşam mekanlarını da içeren kaya bloklarından oluşan bir çok yapı görebilirsiniz. Bu yapıların çoğunu gezerken 10. yüzyıla ait duvar resimleri ve Bizans sanatını yansıtan bir sürü eser sizleri karşılayacak. Müze içerisinde bulunan Rahipler ve Rahipler Manastırı en çok merak edilen alanlardan bir tanesidir. Müzenin girişinde Aziz Basel Şapeli ile başlayacak yolculuğunuz daha birçok eser ile devam edecek. Kızlar ve Erkekler Manastırı, Aziz Basil Şapeli, Elmalı Kilise, Azize Barbara Şapeli, Azize Katerina Şapeli, Yılanlı Kilise, Karanlık Kilise, Çarıklı Kilise ve Tokalı Kilise bu muhteşem eserlerin başında geliyor. Kayalara oyulmuş bu alanlara merdivenleri çıkarak ulaşabiliyorsunuz. Mola vererek bütün eserleri görebileceğiniz alanı gezmek için ortalama 3 saatinizi ayırmanız yeterli. 

Göreme Açık Hava Müzesi Kiliseleri

 

Kapadokya oluştuğu zamandan itibaren pek çok farklı dine ev sahipliği etmiş eşsiz bir alan. Bu alanın içerisinde bulunan Göreme asırlar boyunca bu din ve kültürlerin birleştiği bir alan haline gelmiş. Müzeyi gezerken her adımda bu birbirinden farklı kültürlerin izlerini görebilmeniz mümkün. Göreme Açık Hava Müzesi farklı boyutlarda birçok kilisenin bulunduğu büyük bir manastır kompleksi. Müze içerisinde 11 tane yemekhane ve gezilebilen kilise bulunmaktadır. İçerisinde 18 kilise ise çökme tehlikesine karşı ziyarete kapatılmıştır. Kiliseler mimarilerine ve devirlerine göre ‘Sütunlu Kiliseler’ ve ‘Yılanlı Kiliseler’ olarak 2 kategoriye ayrılmış. Sütunlu kiliseler bütünsellik içeren duvar resimlerinin olduğu kiliselerdir. Karanlık Kilise, Elmalı Kilise ve Çarıklı Kilise sütunlu kiliselere örnek olarak gösterilebilir. 

Yılanlı Kiliseler ise birbirinden bağımsız, mantık sırası gözetmeyen, hikaye anlatmayan duvar resimlerinin olduğu kiliselerdir. Rahibeler Manastırı, Yılanlı Kilise, Azize Barbara ve Azize Katherina şapelleri ise bu kiliselere örnek gösterilebilir.

  • Rahibeler ve Rahipler Manastırı

Göreme Açık Hava Müzesi’nden içeri girer girmez bizleri karşılayan ilk yapı Rahibeler ve Rahipler Manastırı. Müze girişinde sol tarafta bulunuyor. Kayalara oyulmuş 7 katlı manastırın yalnızca iki katı ziyarete açık. Rahibeler Manastırı döneminde kız öğrencilerin eğitim görmeleri için kullanılmış. Rahipler manastırı ise erkek öğrencilerin eğitim alanı olarak kullanılmış. Karşı karşıya bulunan manastırlardan Rahipler Manastırı’nda yaşanan erozyon sonucu katlar arasındaki bağlantı kopmuş. Burada yalnızca birkaç oda ziyarete açık. Manastırın içerisinde yemekhane, mutfak, şapel, kilise gibi birçok yapıl bulunmaktadır. Bu 7 katlı kompleksin katları arası bağlantı tünellerle sağlanmıştır. Herhangi bir tehlike durumunda tünellerin ağızlarının kapatılması için sürgü taşları kullanılmış. Kilisenin üzerinde kırmızı bezemeler ile işlenmiş İsa tasviri bulunmaktadır. 11. yüzyılda yapıldığı düşünülen manastırda eğitim gören kız ve erkek öğrencilerin din eğitimi aldıkları daha sonra öğrendikleri bilgileri halka yaymak için farklı bölgelere dağılarak Hristiyanlığı anlattıkları biliniyor. 

  • Aziz Basil Şapeli

Küçük ve mezar eklentileriyle yapılan, genellikle önemli kişilere adanan küçük kiliselere şapel adı verilmektedir. Aziz Basil Şapeli müzenin girişinde bulunuyor. Aziz Basel’e adanmış olan şapelin 11. yüzyılda yapıldığı tahmin ediliyor. Kilise girişlerinde bulunan ve asıl bölümden kolonlarla ayrılan bölüme Narteks deniyor. Bu bölüm içerisinde önemli kişilerin mezarları yer alıyor. Mezar başlarında bulunan oyuklar güzel kokular yerleştirmek için kullanılmış. Mezarlıkların solundan şapel kısmına geçiliyor. Kiliselerin asıl bölümüne nef adı verilir. Genellikle oturma bölümleri ile sarılmıştır. Kilisenin nefi dikdörtgen şeklinde. Duvarlara oyulan küresel bölümlere ise apsis deniyor. Beşik tonozlu olan şapelin 3 apsisi var. Şapelin içerisinde Hazreti İsa, Çocuk İsa ve Meryem, Aziz Theodore, ejderle savaşan atlı Aziz George, Aziz Demetrius ve azizelerin tasvirleri bulunuyor. Kilisenin çıkışında ise muhteşem bir vadi manzarası sizleri bekliyor. 

  • Elmalı Kilise

Rahibeler Manastırı’nı geçtikten sonra sağ tarafta bulunan Elmalı Kilise, Göreme Açık Hava Müzesinin en çok ziyaret edilen kiliselerinden biri. Kiliseye ulaşmak için bir tünelden geçmeniz gerekiyor. Tünelden geçmek istemeyenler için arka taraftan kiliseye ulaşmak mümkün. Kiliseyi diğer kiliselerden ayıran en önemli özelliği mimarisi ve içerisinde bulunan eşsiz süslemeleri. Çok büyük bir kilise olmamasına rağmen içerisinde bulunan süslemeleri bir başyapıt niteliği taşıyor. Haç planlı olarak yapılmış olan kilise içerisinde tavan 4 sütunla desteklenmiş. 9 kubbeli olarak inşa edilmiş olan kilisede her kubbe dini farklı sahneler ile süslenmiş. Kilise adını içerisinde bulunan ana apsisin hemen önündeki kubbenin içinde bulunan Archangel Michael tasfirinin elinde tuttuğu küresel nesnenin elmaya benzetilmesinden almıştır. Archangel Michael bizim dinimizde de 4 büyük meleklerden biri olan ve doğa olaylarından sorumlu olan melek Mikail’dir. Diğer tasvirlerde ise hem Hristiyanlığın hem de Yahudiliğin çeşitli ritüellerini, İncil ve Tevrat sahnelerini görebilmeniz mümkün. 

Kilisenin 11. yüzyıl ortalarıyla 12. yüzyılın başlarına yapıldığı tahmin ediliyor. Kilise içerisinde bulunan fresklerin 1990’lı yıllarda tekrar restore edilip aslına uygun olarak tekrar boyanmış olması nedeniyle oldukça canlı ve bozulmamış olduğu görülüyor. Restore edilmemiş freskleri ise kilisenin içerisinde sağ apsisin içerisinde görebilirsiniz. Kilisenin asıl girişi güneyden. Ancak kuzeyden açılan bir tünel giriş mümkün. Bu zamana kadar gelebilmiş bu muhteşem eserler, insanların üzerlerine isimlerini yazmaları ile tahrip edilmiş durumda. Elmalı Kilise’nin önünde bulunan büyüleyici vadi manzarasını izledikten sonra biraz ilerisinde bulunan Azize Barbara Kilisesi’ni ziyaret edebilirsiniz. 

 

  • Azize Barbara Şapeli (Elmalı Kaya Kilisesi)

Azize Barbara Şapeli adını Mısırlı olan ve Hristiyan olduğu için babası tarafından öldürülen Azize Barbra’dan almıştır. Şehit kabul edilen Azize Barbara için yapılmış olan şapelin 11. yüzyılda yapıldığı düşünülmektedir. Kilisenin içerisinde bulunan süslemelerin hiçbirinde insan tasviri yer almamaktadır. Kilise kırmızı boya ile direkt kaya üzerine boya tekniği kullanılarak yapılmış süslemelerle bezenmiş. Kayanın boyayı emmesi nedeniyle boya kazınsa bile çıkmayan bu boya tekniği diğer tekniklere göre çok daha dayanıklı. Kırmızı boya ile yapılmış olan geometrik desenler ve hayvan tasvirleri duvarları kaplamaktadır. Kilisenin köşelerinde bulunan sütunlara yine aynı yöntemle çeşitli freskler yapılmış. Şapel haç şeklindeki planla yapılmıştır. Merkezi kubbe içerisinde Hz. İsa’ya ait olan başın etrafında halkanın içerisinde haç işlemesi bulunmaktadır. Duvarlarda dua olduğu düşünülen bir kitabe bulunuyor. 

 

  • Yılanlı Kilise

Adını ejderha ile savaşan Aziz George tasvirinden alan kilise duvardaki yeşil ejderha figürü yılana benzetildiği için bu isimle anılmaktadır. Kilisenin tamamlanamadan yarım bırakılmış. Yapımı sırasında bir aziz ya da azizenin ölmesinin uğursuzluk getirdiği bu nedenle yarım bırakıldığı düşünülmektedir. Kilisenin yapılış tarihinin 11. yüzyıldır. Kilise içerisinde bulunan en ilginç figürlerden biri yarı kadın yarı erkek şekilde tasvir edilmiş Aziz Onuphrius tasviridir. Fresklerdeki uzun sakalıyla bir erkek, göğüsleriyle bir kadın olarak tasvir edilen Aziz Onuphrius’un Mısır çöllerinde dolaşan bir keşiştir. Yılanlı Kilise’nin giriş kapısı üzerinde damayı andıran kare şekiller bulunmaktadır. Bir rivayete göre İsa’nın çarmıha gerilmesinden sonra mallarını paylaşmak isteyen Romalı askerlerin bunu bir kura yöntemi olarak kullanmış olmasıdır. Karelerin içerisinde İsa’nın malları yazıyor. Askerler bu karelere uzaktan taş fırlatarak hangi kareyi vurursa o kare içerisinde yazan malı alıyorlarmış. Kiliseye kuzeyden giriliyor. Tam karşısında sol elinden İncil taşıyan İsa tasvirini görebilirsiniz. Tonozun doğu kısmında azizlerin, batısında ise önünde bir palmiye ağacıyla uzun saçlı, çıplak bedenli Aziz Onuphrius’un tasviri yer alıyor. Yılanlı Kiliseden sonra ardı ardına sıralanmış kiler, mutfak, yemekhane bölümleri yer alıyor. Kiler ve mutfak olarak kullanılan alan topluca yemek pişirilmesi için oldukça elverişli. Burası bir eğitim merkezi olduğu için kalabalık gruplara yemek yapılacak şekilde planlanmış. Mutfak bölümünde yemekleri pişirebilmek için tandır bulunuyor. Yanında üzüm ezmek için bir şırahane bulunan şarap mahzeni var. Yapılan şarapların daha lezzetli olabilmesi ve serin ortamlarda saklanabilmesi için yerin altına büyük toprak küplerle gömüldüğünü yüzeye çıkan ağız kısımlarından anlayabiliyoruz. Yemekhane bölümü karşılıklı 40-50 kişinin oturabileceği masa olarak kullanılan taş bir bloğun etrafında bulunan oturma yerlerinden oluşmaktadır. Masanın sonunda üzüm ezmek için kullanılan şırahane bulunmaktadır. Burası hocalar ve önemli kişilerin yemek yemesi için kullanılan alandır. Öğrencilerin yemek yediği ikinci alanda ise şırahane bulunmamaktadır. Yemekhane bölümünden çıktıktan sonra müzedeki en önemli kilise olan Karanlık Kilise karşılıyor bizleri.

 

  • Karanlık Kilise

Karanlık Kilise üst bölümlerde bulunması ve güvercinlik olarak kullanılması nedeniyle günümüze kadar sağlam şekilde gelmiş bir yapıdır. İçerisine sadece küçücük bir camdan ışık giren kilise kapkaranlıktır. Bu nedenle ışık görmeyen kilisenin içerisindeki fresklerin boyası bütün canlılığını korumuştur. Kilise adını bu karanlıktan almıştır. 11. yüzyıla tarihlenen bu kilise Kapadokya’nın en iyi korunan ve en gizemli kilisesidir. Kilisenin içerisine merdivenli bir geçitten girilebiliyor. Kubbeli ve 4 sütunlu kilisenin duvarları Hristiyanlık için önemli olan ve İncil’de de geçen bazı önemli olayların sahnelendiği freskler ile süslenmiştir. Hz. İsa’nın üç parmağını birleşik olarak resmedilmiştir. Bu Hıristiyanlıkta önemli bir yeri olan baba-oğul-kutsal ruh üçlemesini temsil etmektedir. Buna benzer semboller kilisenin birçok yerinde karşımıza çıkmaktadır. Kilisenin içerisinde Tevrat’ta yer alan bazı olaylarda resmedilmiştir. 1950’lere kadar güvercin beslemek için kullanıldığından restore edilirken frekslerin üzerindeki pislikleri temizlemek tam 14 yıl sürmüş. Kiliseye girebilmek için ayrı bir bilet almak gerekiyor. Kalabalığı azaltmak ve yalnızca özel ilgisi olan insanların görmesi için böyle bir uygulama yapılıyor. Ancak bu uygulama ile merak daha çok artmış ve Göreme Açık Hava Müzesinin en çok ziyaret edilen yerlerinden biri olmuştur. 

 

  • Azize Katherina Şapeli
  1. yüzyılda yapıldığı düşünülen ve Karanlık Kilise ile Çarıklı Kilise arasında bulunan Azize Katherina Şapeli içerisinde 11 tane mezar bulunan bir şapeldir. O dönemde kiliseler ve şapeller bağışlarla yapılıyordu. Anna isminde Hristiyan bir bağışçı tarafından yaptırıldığı düşünülen kilise ile ilgili rivayete göre Azize Katherina Hazreti İsa’yı rüyasında gören ve uyandığında onun yüzüğünü parmağında takılı bulan Mısırlı bir keşişmiş. Anna, Azize Katherina’ya saygısından bu şapeli yaptırmış. Yıllarca Mısır’da keşiş olarak yaşamış olan Azize Anna birçok insana Hristiyanlığı öğretmiştir. Haç planlı ve merkez kubbeli şapelin kolları beşik tonozlu olarak yapılmıştır. Kutsal bölüm olan naos kısmında figürler bulunmaktadır. Şapelin duvarları geometrik şekillerle süslenmiştir. İncil’den alınan sahneler ve aziz tasvirlerinin bulunduğu şapel kesinlikle görülmesi gereken alanlar arasında yer alıyor. 

 

  • Çarıklı Kilise
  1. yüzyılın sonu 13. yüzyılın başında yapılmış olan kilise, Karanlık Kilise ile aynı kara kütlesinde bulunuyor. Çarıklı Kilise diğer kiliselerden yüksekte ve alt katında yemekhane bulunan bir kilisedir. Diğer kiliselerin yemekhanesine benzemesine rağmen şarap servisi yapılan bölümler bulunmaması onu diğerlerinden ayırıyor. Masanın bir tarafında Hz. İsa’nın Son Akşam Yemeği’nin tasviri bulunuyor. Diğer tarafa ise Malta Haçı sembolü işlenmiş. Yemekhane bölümünde bulunan merdivenlerden çıkılarak Çarıklı Kiliseye geçiliyor. İki sütunlu ve 4 kubbeli bu kilisenin de durarları büyüleyici freskler ile süslenmiş. Kilisenin hemen girişinde bulunan Hazreti İsa’nın göğe yükselişini tasvir eden freksin altındaki ayak izlerinden ve çarıklı ayak betimlemeleri kiliseye adını vermiştir. Kilisede bulunan fresklerde her figür uzun ve büyük olarak resmedilmiştir. Ana kubbede Hristiyanlığın Ortodoks mezhebinde sıklıkla kullanılan Pantokrator yani bilinmeyene bakan, başı hareli  ‘Evrenin Efendisi İsa’ resmedilmiştir. Ayrıca aynı kubbede melek büstleri de resmedilmiştir. Ayrıca fresklerde Kudüs’e giriş, değişim, kadınlar boş mezarda, üç müneccim, ihanet, vaftiz, azizler ve Yeni Ahit’ten sahneler işlenmiş. 

 

  • Tokalı Kilise

Göreme Açık Hava Müzesi’nin dışarısında kalan Tokalı Kilise bölgenin en büyük ve en eski kaya kilisesi. 10. yüzyılda yapıldığı düşünülen kilise apsis bölümünde resmedilen büyük bir kürenin tokaya benzetilmesi nedeniyle Tokalı Kilise olarak adlandırılmıştır. Eski kilise altındaki kilise, yeni kilise ve şapel olarak 4 bölüme ayrılmış. Hz. İsa’nın yaşamından kesitler sunan freskler, bir hikaye gibi sıralanmışlar. Apsis bölümünün sol tarafında cennette tanrının tahtını taşıdığına inanılan çok kollu Erubin ve Kerubin meleklerinin resmedildiği sahneler bulunuyor. Bölgenin en güzel Meryem Ana freskini bu kilisede görmeniz mümkün. Kilise içerisinde Zekeriya peygamberin öldürülmesi, Hazreti İsa ve Vaftizci Yahya’nın buluşması, kör adamın iyileşmesi, Hazreti İsa’nın göğe yükselmesi, cehenneme inişi gibi mükemmel bir biçimde işlenmiş sahneler göreceksiniz. Kırmızı ve mavi renklerin hakim olduğu Tokalı Kilise süslemelerinde diğer kiliselerde görmediğiniz koyu mavi renk boyamalara da rastlayacaksınız. Kilise dışarıda olmasına rağmen müze biletiyle ziyaret edilebiliyor.

 

Göreme Açık Hava Müzesi Giriş Ücreti 

 

Göreme Açık Hava Müzesi’ni gezebilmek için 100 TL giriş ücreti ödemeniz gerekiyor. Eğer müzekartınız varsa bir yıl içinde 2 defa müzeyi ziyaret edebilirsiniz. Plus müzekarta sahip olanlar ise müzeyi sınırsız ziyaret edebilme hakkına sahipler. Ayrıca İş Bankası kredi kartınızı da Müzekart yerine kullanabilirsiniz.

 

Göreme Açık Hava Müzesi Ziyaret Saatleri

 

Göreme Açık Hava Müzesi’nin ziyaret için yaz sezonunda yani nisan ve ekim ayları arasında 09:00-19:00 saatleri arasında hizmet veriyor. Kış döneminde yani kasım ve mart ayları arasında 08:00-17:00 arasında hizmet veriyor. Ancak yaz kış fark etmeksizin gişe kapanış saat 18:15. Müze haftanın her günü ziyarete açık.

 

Göreme Açık Hava Müzesi’nden Ne Alınır? Hediyelik ve Alışveriş

 

Göreme Açık Hava Müzesi’nin çevresinde hem kendiniz hem de sevdikleriniz için hediye alabileceğiniz birçok farklı dükkan ve mağaza bulunmaktadır. Bu dükkanlarda bulunan el yapımı havlular, dokuma kilimler, halılar ve çantalar hem kendiniz için hem de sevdikleriniz için iyi birer hediye olabilir. Bölgenin meşhur peri bacalarının minyatürü şeklinde olan taş heykeller ve magnetleri ise her baktığınızda size bu büyülü alanı hatırlatacak. 

 

Yeme İçme

 

Göreme Açık Hava Müzesinden çıktıktan sonra yemek yiyebileceğiniz pek çok alternatif bulunmaktadır. Yöreye özgü, geleneksel tandır ve çömlek kebabı mutlaka yemeniz gereken yemeklerden. Bunun için pek çok seçenek mevcut. Dilerseniz dağın oyulmasıyla kurulan, taş masalardan oluşan mekânlarda hem yemek yiyebilirsiniz. 

Kapadokya’ya kadar geldiyseniz müze ve örenyerleri ziyaretlerinden sonra, Göreme’ye bir de tepeden bakmak için Kapadokya balon turu aktivitesine katılmadan dönmeyin!

 

gisela
Gisela Efe

Gisela Efe bir turizm gönüllüsüdür. Turizm otelcilik bölümü mezunu olan Gisela, kendi seyahat acentasını işlettikten sonra neredekalinir.com sitesini açarak otel tavsiyeleri paylaşmaya başlamıştır. Yazılı ve dijital basında birçok turizm içeriği ve raporu bulunmaktadır. Bu içerikte sunulan tüm bilgiler ve tavsiyeler benim kendi görüşlerimi içerir.

Yorum yapın